17.9.10

Lakırtılar -Part 7-

Lakırtı CXXVIII;

Okyanus kadar derin maviliğe bürünmeseydi gözlerin, sana bakarken tek kulaçta boğulmazdı sözlerim...


Lakırtı CXXIX;

Sol gösterip sağ vursaydın keşke, ardından 'sağ ol' derken korkmasaydım, yine sol'uma denk getireceksin diye.


Lakırtı CXXX;

Göz gürültüsü var bu odada, anlaşılan sağanak susmalar birikiyor havada.


Lakırtı CXXXI;

Her ayrılık sonrası, Tanrı cennetini övmeseydi bize, minnet yerine cinnet duyacaktı sevişenler, onca iniltinin içinde.


Lakırtı CXXXII;

Nefret, bir bakıma pespayeliktir. Bu yüzden en çok aşka yakışır.


Lakırtı CXXXIII;

Ağlama. Ağlarsan, göz pınarların küresel ısınacak, kuruyacak kapakların. Ve ben, her gece varlığına secde ettiğim sığınağımdan mahrum kalacağım...


Lakırtı CXXXIV;

Yalan söylemek günahtı benim dinimde, aşkla tanışmadan önce.


Lakırtı CXXXV;

Yalanla beslenen her aşkın koynundan yılan çıkması, hiç de şaşırtıcı değil artık, olağanlaştı.


Lakırtı CXXXVI;

İçimde bıraktığın acıların hepsini tek tek doğurdum, artık ben de bir anneyim. Üzgünüm sevgilim, şimdi cennete girebilmek için, ilk önce ayaklarımın altında ezilmelisin.


Lakırtı CXXXVII;

Öğreneceğin çok şey var adam. Mesela; örümcekler bile bir kadın gibi ağlayamaz yalnızlığı. Ve hiçbir kadın, sırf sen istiyorsun diye p'aralamaz aşkını.


Lakırtı CXXXVIII;

Sevişmek için aşkın adını kirletenler, sevilmeye en çok muhtaç olan kişilerdir.


Lakırtı CXXXIX;

Adın aşksa eğer, belki uğrunda acı çekmeye de değer.


Lakırtı CXL;

Çok özlettin kendini aşk, yokluğunu hisseden tüm hücrelerim benliği yok edip, senlikte kayboluyor...


Lakırtı CXLI;

İkimiz için de farklı anlamlar taşıyordu 'sevişmek' fiili. Ben Türk filmlerindeki masumiyetten bahsederken, sen aynı filmlerdeki Coşkun'lukları baz aldın.


Lakırtı CXLII;

Öğüt: Bir insana çok büyük anlamlar yükleyip hayatına sokarsan, 'hayatına sokarsın.'


Lakırtı CXLIII;

Olur da ölürsem senden önce, iletirsin imama; aşk ayrılığın ikindisi. O zamana kadar gömmesinler beni.


Lakırtı CXLIV;

Aşkın kanatlarını kırdı Tanrı, şeytanlaştığını anlayınca.


Lakırtı CXLV;

Demek istediğim; kan kokuyor kök saldığın bedenler, midesi bulanıyor, başı dönüyor aşkın. Çıkmadan gün yüzüne ihanetler, tadını çıkar ayrılığın.


Lakırtı CXLVI;

Tek bir soru var şimdi; gözlerine yüklenilen anlamları nerenle taşıdın da aşkla kandırdığın her kadın ihanetine gebe kaldı?!


Lakırtı CXLVII;

Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!


Lakırtı CXLVIII;

Her aşk bir yalnızlık peydahlıyorsa sonunda, yalnızlık tüm kalplerin aşk'kentidir.


Lakırtı CXLIX;

Aşk, cansız varlıkları canlılaştırır. Mesela; bakkaldan aldığım iki jiletin hesabını yapıyorum şimdi. Gittin ya, onlar bile kesmeyecek bileklerimi. Matemde hepsi.


Lakırtı CL;

- Cennete gittiğimde ileteceğim aşka; çok selamı var Tanrı'ların, yanına aldığın için erken yaşta.
+ Ya cehennemdeyse aşk?
- O zaman da sen iletirsin yana yakıla.


Lakırtı CLI;

Sevişmek çoğu zaman bir eylemdir, işin içinde aşk yoksa eğer.


Lakırtı CLII;

Dudakları buruşan her kız çocuğu önce ağlar, sonra büyük bir ustalıkla hüznü aşka bağlar.


Lakırtı CLIII;

Bittik. Sen kalbini kaybettin, ben kabemi. Şimdi sadece en ateist düşler çekiyor ilgimi.


Lakırtı CLIV;

Aşk, ilk başlarda hayatken, sona yaklaştıkşa intihar halini alır. Ve her insan, ilk intihardan sonra daha çok hayata bağlanır.


Lakırtı CLV;

Üzülüyorum,
Sen İstanbul oluyorsun,
İstanbul daha çok kirleniyor...



Derleme; 18dokuz10 | 00:30
MerveCeylan.

Hiç yorum yok: