23.6.11

Bunları Nasıl Yazıyorum?



Kulağıma fısıldanan on sorudan dokuz tanesi; 'bunları nasıl yazıyorsun?'
Sanki çok maharet!
Anlatayım kısaca nasıl yazdığımı...
Sizin hayat dediğinize ben hayal diyorum,
Siz edepsizce sevişirken, ben edeplice sizi izliyorum.
Siz beton binalarda ısınmaya çalışırken, ben kumdan kaleler inşa ediyorum.
Siz severken, ben terk ediliyorum.
Size aşık olduklarında, bana kazık atıyorlar.
Sizin dostlarınız var, benimse giymeye kıyamadığım postlarım.
Sizin ellerinize değen eller, bana sadece ardımdan sallanmak için dokunuyor.
Sizin bir kenara attığınız sevgileri, ben toplayıp sevgi yumağı yapıyorum.
Sizin küfrettiğiniz o Allah'ın belası aşklar var ya, işte ben onları tek tek yaşatıyorum.
Sizin şarkılarda aradığınız isimlere ben şarkılar karalıyorum.
Sizin baktığınız yerleri, ben görüyorum.
Sizin umuda yüklediğiniz bütün anlamları ben unutuyorum.
Siz 'aman kırılmasın' diye yarım düşler kurarken, ben en büyük düşle büyüyorum.
Siz çocukluğunuzu ararken, ben onunla oyunlar oynuyorum.
Sizin yalan dedikleriniz benim gerçeklerim.
Sizin yaşadığınız dünya, benim cehennemim.
Siz cennet için türlü sevap yolları ararken, ben günahlarımı sığdırıyorum kendi cennetine.
Sizin varlığınız, benim yokluğum.
Siz somutsunuz, siz çoğulsunuz. Ben kimsenin görmediği soyutlukta yalnızlığı bekliyorum.
Sizin korktuğunuz sıratın üstünde ben hergün gidip geliyorum.
Siz her gün ölmüyorsunuz, ben ölüp ölüp diriliyorum.

Hâlâ mı merak ediyorsunuz nasıl yazdığımı?
Yok, artık yazmıyorum.
Vallahi bak.
Siz yazın, ben herhangi bir ölüm ritüelinden sonra mutlaka okurum.

17altı11
MerveCeylan.

Hiç yorum yok: